William of Ockham (c. 1287-1347), Orta Çağ’ın en etkili filozoflarından biri olarak kabul edilir. Ockham, skolastik felsefenin önemli bir temsilcisidir ve özellikle Ockham’ın usturası olarak bilinen felsefi prensibiyle tanınır.
Ockham’ın felsefi düşünceleri şu temel prensiplere dayanır:
Ockham’ın Usturası (Ockham’ın Kesici İlkesi): Ockham’ın en ünlü ve etkili felsefi prensibi olan “Ockham’ın usturası” veya “parsimony prensibi” olarak da bilinen bu ilke, gereksiz öğelerin varlığını reddeder. Yani, aynı sonucu açıklayan iki teori arasında, en az sayıda varsayım içeren teorinin tercih edilmesi gerektiğini savunur. Bu ilke, “Felsefi ustura” olarak bilinir ve bilimsel ve felsefi tartışmalarda önemli bir rol oynamıştır.
Nominalizm: Ockham, nominalizm adı verilen bir felsefi akımın önde gelen temsilcilerinden biridir. Nominalizme göre, evrensel kavramlar gerçek varlıklar değildir; sadece zihinsel kavramlardır ve nesneler arasındaki benzerliklerden kaynaklanır. Ockham, evrensel kavramların varlığını reddeder ve onları yalnızca isimler olarak görür.
Teoloji ve Din: Ockham, teoloji ve dini meseleleri de ele almıştır. Ona göre, Tanrı’nın iradesi mutlaktır ve hiçbir mantıksal veya metafizik kurala tabi değildir. Ockham, Tanrı’nın insanlar üzerindeki iradesinin anlaşılması gerektiğini savunur ve insanların Tanrı’nın emirlerine uygun olarak yaşamaları gerektiğini öne sürer.
Politika ve Hukuk: Ockham, politika ve hukuk alanında da önemli görüşlere sahiptir. Ona göre, hükümetin yetkisi, halkın rızasına dayanmalıdır ve hükümetin halkın iyiliği için çalışması gerekmektedir. Ayrıca, hukukun temeli, insanların doğal haklarına saygı gösterilmesidir.
William of Ockham, Orta Çağ felsefesi ve skolastik düşüncenin önemli bir figürüdür. Ockham’ın usturası, modern bilim ve felsefenin gelişiminde önemli bir rol oynamış ve bilimsel yöntemlerin ve düşünce tarzlarının evrimine katkıda bulunmuştur. Ayrıca, nominalizm ve politika felsefesi gibi konulardaki görüşleri, sonraki dönemlerde de etkisini sürdürmüştür.